29 Eylül 2010 Çarşamba

düşünce




düşünce


sus perdelerine düşünce eylül
duyarsız bulutların tanıklığında vuruldu mavi
belleklere saldıran mevsim on ikileri
hedefe kilitli güdümlü mermi

doğmamış gündönümlerine mülteci umut

yabanıl sokak çıkmazlarına sürgün
güvercin kanatlı kelebek
yoldaş hüzün alın teri
gözbebeği
kutsal emek

nasırlı avuçlara baldıran kimsesizlik

hükümsüz tutkulara gardiyan duvar
pranga ezikliğinde sızılar zindan
uzak deniz suflelerinde yeşerir onur
vardiyalı işkence tanıklığı zor
“hoş gelir ölüm”

intikam çiçeklerini döker darağacı
postal karası ilmeklerde üşür bilgelik

rüzgâr dokunuşlara sitem gözpınarları
bir ispanyol ezgisinde mora kesilir özlem
yar kokulu memleket türkülerine adak
yaşamın ritmi
kızıl devinim akşamı son ritüel

ada öyküleri dokur suda yanan ışınım
büyülü aynalara soyunur sarı yıldız senfonileri
sarıya boğar uğultulu evreni
sağır sultalara inat
umuda yelken basar ufuklar ötesinde
gecelere kar beyazı yağar gül
utku kokar dikenlerin üstünde

sabırsız güz bebekleri saldırır sütlü memeye
sevecen kundağında büyür söylencelerin

özgürlükle sevişir alkım kanatlı uçurtma
duygu ırmağına düşürür paletini
düş resmine deniz olur derince
düşününce
düşünce


12 eylül 2006
murat aydın doma

20 Eylül 2010 Pazartesi

Seni Aradım


















Hüzün güllerimin sarı sevinci,
Dalında aradım yâr diye seni!
Duygu dergâhımın kutsal övüncü,
Dilinde aradım yâr diye seni!

Sevda ırmağında düzensiz aktın,
Dertli değirmenin bendini yıktın;
Öykündün mehtaba ummanı yaktın,
Külünde aradım yâr diye seni!

Ruhunda dirildim teninde soldum,
Meftun yüreğinde rengimi buldum;
Çile kervanında mecnunun oldum,
Çölünde aradım yâr diye seni!

Yürüdüm serabı düşe yatmadım,
Harami sofrada lokma yutmadım;
Terk ettim sılayı mekân tutmadım,
Yolunda aradım yâr diye seni!

Bezirgân dilimde sözüm bitmedi,
Eskil yaralarım merhem tutmadı;
Göçmen diyarına name gitmedi,
Pulunda aradım yâr diye seni!

Kırılgan gönlüne derin kazıldım,
Yağmur gözlerine elif yazıldım;
Kirpiğine şerha şerha dizildim,
Selinde aradım yâr diye seni!

Düşlerim sanrılı bulanık başım,
Bulutlar kahırlı yosunlu taşım;
Figan toprağına urağan yaşım,
Yelinde aradım yâr diye seni!

Doğru odun oldum pir kapısına,
Girmedim dünyanın kul yapısına;
Huşuyla bağlandım aşk tepisine,
Halende aradım Nur diye seni!


19 Eylül 2010 İstanbul
Murat Aydın Doma