25 Kasım 2009 Çarşamba

adımsızım



ebruli yakamozların sağanak düşümü
kırılgan yıllarım gibi zamansızım
delişmen gözlerine

duyumsanamayan evren gülüne kokuşlu
kekik iksirli kum tanelerine adak
zeytin yaprağı hışıltısına kırmızı
bir dirhem benliğim

soyunabilsem karabasan korkularımı
kanatlansam yalnızlık abidesi tüneğimden
kutsal mabedine konsam sevgili
korunaklı mihrabında beş vakitsiz nefeslensem
sonsuzluğu

beklenen perdesi henüz açımsız
gülümsemenin
kumpanya sahnesinde tefrikasız gölge oyunu
kavuşumsuz tiradında uykusuzum gecenin
serapsız ezgilerin suskun serenadında
pus kusar dilim

canhıraş düşürürüm mutluluk düşlerimi
hercai renklerime duyumsuz paletim
ilmek ilmek özlem dokur
korunaksız serpilir volkan külü tuvalime
çığlık yağar imgelerim

prangalı dokunuşum ipeksi
kıdemli kahır işçisiyim dönüşümsüz yaşamın

uzağına düşsem de armağan ettiğin yıldızımın
esintili yelelerine tutunup seğirten galaksinin
tutkulu sokulurum yürek dehlizlerine

ahtapot kollu anı toplarım körfez akşamının
yitik siluetinden
adım kutlu
sızım sen
adımsızım nur parem
tadımsızım kendime


(ida akşamlarına...)
22 temmuz 2009 istanbul
murat aydın doma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder